DEĞİŞİM YÖNETİMİ
Yıllardır İnsan Kaynakları gündeminin en üst sıralarında olan bir konudur, "Değişim Yönetimi".
Ülkemizde, son yıllarda çok güzel örneklerle birlikte yurt dışında ödüller alarak gelen proje ve uygulamalarımız olduğunu, şirketlerimizde de artan oranlı şekilde bu konunun dikkate alındığını görmek bizi de fazlasıyla mutlu etmektedir. Bu güzel uygulamaların özel ve kamu sektöründeki tüm kurumlara, organizasyonlara yayılmasını temenni etmekteyiz.
Biliyoruz ki bu ödüller, aslında insana verilen değerleri içermektedir. Bu değerler arttıkça coğrafyamızdaki kaynaklarımızın/kıymetlerimizin farkına varmak hem de başka ülkelere gitmelerini engelleyerek, cevherleri ülkemize kazandırmış olacağımızın farkındayız.
Peki, bunu nasıl başaracağız?
· Kaynakların/kıymetlerin aslında içimizde, kurumlarımızda var olduğunu bilerek,
· Yeni kazanacağımız iş arkadaşlarımızın dikkatini çekerek,
· İnsanlara daha da önem ve değer vererek,
· Teknolojinin değişim hızını kabul ederek,
· Kuşakların değişimini kabul ederek,
· Değişimin kendisini kabul ederek,
· Değişimi kendimizden başlatarak.
Değişim yönetimine inanmak, inanarak süreçleri kurgulamak, insanları bu değişime ortak etmek, değişimi kendinden ve içeriden başlatarak dışarı taşımak, bu konuda öncelikli ve ilk hedefimiz olmalıdır.
Son yıllarda en çok nelerin farkına vardık?
· Ülke olarak kriz yaşama sürelerimiz ya aynı periyotta ya da daha kısalmaya başladı.
· Diğer ülkelere göre krizlere adapte olma sürecimiz çok kısa zamanlarda gerçekleşmekte,
· Krizleri iyi yönetebilme becerimiz ve kaslarımız gelişmekte,
· Bu beceriler kriz sonrası kurumlarımızda süreçlerimizi yeniden kurgulamamızı sağlamakta,
· Bu kurguları yaparken hem insan potansiyelimiz hem de süreçlerimiz değişime göre yapılmakta,
· Değişim yönetimini önce kendimizden başlayarak kurum/organizasyon geneline yaymamız gerektiğinin farkına vardık.
Değişim tam da burada başlamış oldu. Değişimin farkına varmak değişimin kaçınılmaz olduğunu bize bir kez daha anlattı.
Peki bu Değişimi nasıl yönetebiliriz?
· Bu süreçte tek başına olmadığımızı, Yönetimin desteği ve İnsan Kaynakları’nın yanımızda olduğunu bilerek,
· Sürecin odak noktasında olduğu gibi her noktasında İnsanı ön planda tutarak,
· Değişimi kendimizden başlatıp, çalışma arkadaşlarımıza yansıtarak,
· Değişime direnç olacağını, yapılanlar neticesinde zamanla azalacağını unutmayarak,
· Dirençlerin nedenini sorgulayarak, anlayarak ve birlikte çözüm üreterek.
· Her yönetim kavramının özünde olduğu gibi azimle, hız kesmeden, sürekli iletişimde olarak ve aksiyonlarda bulunarak.
Değişimi kendimizden başlattığımızda göreceğimiz; herkesin ve her şeyin domino etkisi ile değişmeye başladığı olacaktır. İlk önceleri hızı yavaş ve dalgalı olacaktır. Bizler dik durdukça, ödün vermedikçe değişimin dalgalanma derecesi azalacak, hızı artacaktır. Her önemli başarı, iyi bir kurgu sonrası ilk adımı atmakla başlar. Adımların hızı kadar aynı tempoda hiç kesilmeden devam etmesi bizlerin bu olguyu ne kadar benimsediğimiz ile alakalı olacaktır. Ve öyle bir an gelecek ki değişim bizden çıkacak, tüm çalışanlarımız tarafından sahiplenilecek ve kurumlarda/organizasyonlarda her yerde yayılmaya başlayacaktır.
En keyifli ve en güzel izlenim de bu olacaktır kanaatindeyiz.
Unutmayalım ki, Değişmeyeni Değiştiren Zamanlardan Geçmekteyiz…